İlçemiz Aladağ


İLÇEMİZ ALADAĞ


Kaymakamlık resmi web sitesi: 
www.aladag.gov.tr/

Aladağ Belediyesi  resmi web sitesi:
www.aladag.bel.tr/ -



ALADAĞ COGRAFİ ÖZELLİKLERİ
Toroslar’ın Aladağ kısmında kurulmuştur. Aladağ ilçesi dağlık ve engebeli, derin vadili bir alanın üzerine kurulmuş olup, denizden yüksekliği 850 metredir. Yaz aylarının serin geçtiği ilçede Çukurova yöresinden halkın yoğun olarak göç ettiği Başpınar, Meydan ve Tekir yaylaları bulunmaktadır.

  Yüzölçümü 1380 km2 olan ilçenin Kuzeyi Toros sıradağları, Demirkazık tepesi, Kaldı dağı, Karanfil dağı ile çevrilmiştir. Güneybatısında Karaisalı, Güneyinde Adana, Doğusunda Kozan ilçesi ile komşudur. Kozan ve İmamoğlu ilçesiyle sınırlarını Seyhan nehri çizer. Coğrafi yapı bakımından farklılık gösteren alanlardan oluşan

  Aladağ ilçesinde karasal iklim ve Akdeniz iklimi özellikleri görülmektedir. İlçe merkezi ve ilçenin Aladağlar tarafı karasal iklim altındadır. Bu yüzden kışlar çok soğuk ve kar yağışlıdır. Bazı yerlerinde kar yağışı metrelerce olmakta ve gece-gündüz ve yaz-kış sıcaklık farkı yüksek olmaktadır. Yükselti fazla olduğundan yazları çok sıcak geçmez. Yeterince yağış aldığından bitki örtüsü bozkır değil ormanlıktır. İlçenin güney kesimleri ise Akdeniz iklimi etkisi görülür. Buralara kar yağmaz ya da çok nadir olarak kar yağışı görülür. İlçe genel olarak ormanlık bir alana sahiptir. Bu ormanlarda sedir, köknar, kızılçam, karaçam, gürgen, çınar bulunmaktadır. Maki ağaçları olarak zeytin, ardıç, meşe, melengiç gibi ağaçlara rastlanmaktadır.


 


BAŞPINAR YAYLASI


Aladağ Nüfusu ve Ekonomik Yapısı

  Aladağ ilçesi, bir kasaba ve 26 köyden oluşmaktadır. Biri ilçe merkezinde olmak üzere 2 belediyesi mevcuttur. Bu belde ve köylere bağlı 45 yerleşim birimi vardır. Son nüfus sayımına göre ilçenin toplam 21.104 nüfusu bulunmaktadır. Nüfusun 5.321’i ilçe merkezinde 15.783’ü ise belde ve köylerde yaşamaktadır. Göçler nedeniyle nüfus artışı yok sayılır. Aladağ (Karsantı), ormanları çok olan bir ilçe olması sebebiyle orman köyleri çoğunluktadır.

   Genellikle geçimlerini yıllardır ormanlardan kereste-odun yaparak sağlamışlardır. Dağ köyleri hayvancılık yapmaktadır. 1960-1980 yılları arasında Aladağ halkı çok zengin olmuştur. İyi hayat yaşamıştır. Her yöreden yurt dışına işçi giderken buradan hiç işçi gitmemiştir, halk gerek duymamıştır. Bu yüzden buraya eskiden “Küçük Almanya” denilmiştir. Ama 1980 ihtilaliyle birlikte köylünün elinden odunun tamamı alınarak devlete çalışılması istenmiştir. Bu da tek geçim kaynağı orman olan bu halkı zor durumda bırakmıştır. Orman ürünleri azalmıştır. Pos ormanlarında toplu kesimler yapılmış, tıraşlanmıştır. Yerine yenileri dikilmişse de çok zaman almaktadır. Köylülerin bir kısmı göç etmek zorunda kalmıştır. Eskiden her evin önünde bir kamyon bulunurken şimdi çok az sayıda kalmıştır. Kısacası halk fakir düşmüştür. Dolayısıyla bu durum kaçak kesimlere yol açmaktadır.

  Krom rezervi en fazla olan yöredir. MTA’nın raporlarına göre dünyada en fazla krom madeni rezervine sahiptir. Ama yeterince verimli işletilmemektedir. Turizm bakımından değerli kaleleri, kilise kalıntıları; Roma ve Bizans dönemine ait harabeleri (Mazılık, Akören Kayabaşı Kızıldam vs.) vardır. Ama bu yerler define avcıları tarafından harap edilmektedir. Yayla turizmi için Adana’nın en yakın ve en güzel yöresidir. 

   Acıman, Meydan, Başpınar, Akçakise, Kızıldam, Eğni gibi yaylalık yerleri vardır. Ama yollarının virajlı olması, dar olması sebebiyle yeterince ilgi görmemektedir. Aladağ ve köylerinde genellikle buğday, arpa, pamuk, fıstık ve mısır yetiştirilmektedir. Ayrıca bahçecilik vardır: genellikle kiraz, elma, erik, şeftali, hurma v.b. ağaçlar yetiştirilir. Arazinin engebeli oluşu ve sulama imkânlarının kısıtlı olması tarımdaki verimi düşürmektedir. Bu sebeple halk çoğunlukla tarımı gelir amaçlı yapmaktan ziyade kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yapar. Arazi yapısının engebeli olması nedeniyle ilçedeki tarım alanlarında modern tarım aletleri fazla kullanılamamaktadır. Tarım, insan ve hayvan gücü ile yürütülmeye çalışılmaktadır.

  Hayvancılık genellikle küçükbaş hayvancılıktır. Keçi ve koyun ağırlıklıdır. Hayvan soylarının ıslahı çalışmaları sebebiyle ülkenin genelinde uygulanan politika gereği bu yöredeki köylere de iyi cins büyük baş hayvanlar getirilmiş, uygun şartlarda halka dağıtılmış ve halk bilinçlendirilmeye çalışılmıştır. İlçede gelir amaçlı olmaktan çok ihtiyacı karşılamaya yönelik kümes hayvancılığı yapılmaktadır. Arıcılık yerli ve fenni kovanlarda yapılmaktadır. Özellikle Acıman’ın Karakovan Balı meşhur ve şifalı bir baldır. Araştırma Alanının Sosyo-Kültürel Yapısı Eğitim açısından son zamanlarda büyük yol kat edilmiştir. Okuma-yazma oranı 14-45 yaş arası %100’e ulaşmıştır. Sağlık tesisleri yetersizdir. İlçede sadece bir adet sağlık ocağı mevcuttur. Hastane yoktur. Akören Beldesinde sağlık evi vardır. Kökez Köyüne de sağlık evi yapılmıştır ama faaliyete geçememiştir. Hemen hemen her köyde, halı, kilim, çuval, heybe, ip dokumacılığı yapılmaktadır. Ama pazarlama imkanı olmadığından kendi ihtiyaçlarını görme amacıyla ve çeyizlik olarak yapılmaktadır.


 

 


BAŞPINAR YAYLASI


I- İLÇENİN TARİHİ

 İlçenin tarihi ilk çağlara kadar uzanır. Eti, Roma, Bizans devirlerini geçiren bölge, M.S. 12. YY.’da Anadolu’ya gelen Türklerin yurdu olmuştur. Oğuz Boyuna ait “Üçoklar”’ın Türkmen beylerinden “Karaisa” bu bölgeye gelerek burayı yurt tutmuştur.
Selçuklu Arşivlerinde, Anadolu’ya bir “Vatan Garibi” olarak gelen bir kısım Türkmen aşiretlerinin muhtemelen Adana İli, Aladağlar çevresinde yerleştikleri bilinmektedir.

Karaköy adı ile 1835 yılından itibaren, Karaisalı İlçesine bağlı bucak merkezi iken 1973 yılında belediye teşkilatı kurulmuş ve ismi de “Karsantı” olarak değiştirilmiştir.

Ortaçağ Haçlı Seferleri sırasında, bölgenin stratejik merkezi görevini Barcıbert (Meydan Kalesi) üstlenmiştir. Burada, Kilikya Ermeni Krallığının askeri üssü kurulmuştur.
Adana’dan Kayseri’ye giden kervan yolu Karsantı güzergahından geçerdi. Bu noktada Aladağ önemli bir geçit noktasıdır. Bölge, 1360’lı yıllarda, Ramazanoğulları Türkmen Beyliği’nin eline geçti. Çukurova’da yaşayan Yörük ve Türkmenlerin yayla yeri oldu ve Yavuz Sultan
Selim döneminde Osmanlıya bağlandı. Kanuni Sultan Süleyman’dan hemen sonra, 1572 yılında Osmanlı Katipleri bölgeye gelerek yerleşik köylüler ve göçebelerin isimlerini defterlere kaydettiler. İlgili
salnamede, bölgenin en önemli idari birim adı Meydan Mezrası’dır. Diğer bir adı da (Parsbit Kalesi’dir).
1808 yılında, Menemenci Aşireti Meydan Kalesi eteklerinde Karsantıoğulları ile kanlı kavgaya tutuştu. Karsantıoğulları yenildi . Bölge, Karaisalı’nın idari alanı içinde kaldı.
1860 yılında Adana Valisi Halil Paşa, Karsantı (Aladağ)’ya yaylaya çıkan Karahacılı Aşiretini Sarıçam bölgesine iskan etti. Yine bu dönemde, Aladağ Yaylalarında yaylayan Yörükler Çukurova’nın muhtelif yerlerine yerleştirilmişlerdir. 1865 yılında Osmanlı reform ordusu “Fırka-i İslahiye” Çukurova’ya geldi. Bu arada Karsantı Oğulları da dahil sürgüne gönderildi ve göçebeler bu toprağa zorla yerleştirildi. 19.yy.’da Aladağlar ve Karsantı Yöresi aynı zamanda iç çatışmalar sonucu bulunduğu toprakları terk eden aşiret ve ailelerinin sığınma yeri oldu.

 

KURTULUŞ SAVAŞI SIRASINDA ALADAĞ  


SİNAN TEKELİOĞLU
Gerçekte Sinan Tekelioğlu’nun gücü bir mürdiği bu emirle milli kuvvetlerin çokluğunu propaganda ediyordu. 30.Mart.1920’de, milli kuvvetler müfrezesi Karsantı’ya geldi .Düşman askerleri ile Karsantı’da yapılan çatışmalarda Türk Birlikleri büyük cesaret örneği gösterip bu yöreyi düşman işgalinden kurtarmıştır. Sinan Tekelioğlu ve Türk Birliklerinin Karsantıya Girmesiyle yöre halkı, Sinanpaşa’ya ve askerlere oldukça büyük sevgi ve saygı gösterdiler. Fransız Bayrakları indirilerek yerine Türk Bayrakları dikilmiştir. Fransızlar Kilikya Bölgesine kaçmışlardır. O yıllarda bölgede yaşayan Rumlar Türklere karşı düşmanca bir politika izlememişlerdir. Karsantıda yaşayan Rumlar, ilçe merkezi nüfusunun çoğunluğunu oluşturmuşlardır. İki kariyeye ayrılan bölgede,  Türklerin yaşadığı Mansurlu Kariyesi, Rumların yaşadığı Karaköy Kariyesi olarak adlandırılmıştır.
Rumlar ile Türkler uzun bir dönem dostane ilişkiler içerisinde yaşamışlardır. Rumlar, başta demircilik olmak üzere bir çok el sanatı ile uğraşmışlardır. Türkler ise hayvancılıkla uğraşmışlar ve konar göçer olarak yaşamışlardır.
Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra, Yunanistan’la yapılan nüfus mübadelesi gereği ilçede yaşayan Rumlar 1924 yılında Yunanistan’ın Selanik Kenti yakınlarındaki Derya Piladi kentine yerleşmişlerdir.
Arazinin dağlık, engebeli olması, merkeze uzaklığı ve idari yönden çeşitli zorlukları olduğundan Karaisalı İlçesinden ayrılarak 09.06.1987 tarih ve3392 sayılı kanunla Aladağ ismini alarak İlçe olmuştur. İlçenin ilk kaymakamı Abdullah KALKAN’dır.

 


KÖY SİTEMİZE HOŞ GELDİNİZ
 
*FACEBOOK***BEĞEN***PAYLAŞ*
 
KÖY SİTEMİZE HOŞ GELDİNİZ
 
31 MART YEREL SEÇİMLERİNDE KÖY MUHTARLIĞINA HALİL KILIÇ SEÇİLMİŞTİR.KENDİSİNE BAŞARILAR DİLİYORUZ.
 
SİTEMİZİ ZİYATRET EDENLER: 136671 ziyaretçi
Copyright (c)2011 (c) karahankoyu1.tr.gg | Design by İbrahim SERT Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol